Ana içeriğe atla

DOR DÜZENİ



DOR DÜZENİ MİMARİ ELEMENLARI
( YUNAN KÖKENLİ)

            M.Ö. 7 ila 5. yy arasında örnekleri görülen tapınaklar Yunanistan, Güney İtalya, Sicilya ve Anadolu’da yapılmıştır. Başlangıçta ahşap mimari, sonraları taş mimariye geçilmiştir. Taş mimariye geçişin ilk dönemlerinde de çatı ahşap olarak yapılmıştır.
Krepidoma: Üç ya da daha fazla sayıdaki Krepis adı verilen basamaklardan oluşur.
Stylobat: Sütunların ve Cella duvarlarının üzerinde durduğu tabanın döşeme yüzeyi. Dor Düzeninde sütunlar doğrudan Stylobata yerleşir. Sütun kaidesi yoktur.
Sütun: Dor Düzeninde sütun gövdesi genellikle kasnakların üst üste konmasıyla oluşur.
Sütun alt çapı üst çapından daha büyüktür ve dolayısıyla sütunlar yukarıya doğru incelerek yükselir ve ortalarda bir şişkinliğe sahiptir ki, buna Enthasis denir. Gövdedeki yivlere Kannelur adı verilir ve bu yivler birbirleriyle kesişirler. Sütunun yüksekliği sütun alt çapının katlarına bağlıdır. Başlık iki kısımdır. Ekhinus ve Abaküs. Ekhinusun sütunla birleştiği yerde bilezik yer alır.
Arşitrav: Dor düzeninde düzdür. Arşitravın üzerinde Taenia, Regula ve Guttaeler yer alır. Regula ve Guttaeler her sütun eksenine rastlamaktadır.
Triglifon: Triglif ve bunların arasında yer alan Metoplardan oluşur. Sütun eksenleriyle Trigliflerin eksenleri aynı eksendedir, iki sütun arasına bir Triglif rastlar. Trigliflerin ikisi tam ikisi yarımdır ki eksenden kaydırılır. M.ö. 2. yy'da her iki sütun ekseni arasına üç Metop sistemi uygulanmıştır.
Triglifonun üzerinde bulunan Mutulus denilen levhaların alt kısmında Mutuli Guttaeler yer almaktadır.
Çatı: Oldukça ağırdır ve Geisonla başlar. Geison yatay ve dikey iki silmeden oluşur. Yatay Geisonun üzerine Sima gelmektedir.

DOR DÜZENİ VE MİMARİ ELAMANLARININ TANIMI

Euthynteria  : Tapınağın toprak altında kalan ve temellerinin üzerine düz bir zemin oluşturmak için yapılmış düzleme verilen addır. Bu zemin üzerine stereobate gelip yerleşmektedir.

Stereobate  : Tapınağın euthynteria düzlemi üzerine yerleşen basamaklı kaide kısmının genel adıdır.

Krepis :Stereobate’taki basamakların her birine verilen addır.


Sütun  : Tapınağın çevresini saran ve üst yapının taşınmasına yarayan taşıyıcı elemanlardan her biridir. Dor düzeninde sütun kaidesizdir ve sadece sütun gövdesi ile üzerine yerleştirilmiş yayvan formlu kendine özgü bir basamaktan oluşur. Dor sütun gövdesinin bir diğer önemli özelliği ise sütun gövdesinde oluşturulmuş ve optik yanılgı kaygılarının göz önünde tutulduğu, sütun gövdesinin uzaktan düzgün görünmesini sağlayan şişkinliktir.

Entasis  : Sütun gövdesinde yer alan ve optik yanılgıları düzeltmek amacıyla yapılmış şişkin görünümün adıdır.




Arris  : Dor sütununda yivler bir birine dar açı ile birleşerek keskin bir sırt oluştururlar ve bu sırta da arris adı verilir.


Ekhinus  : Dor sütun başlığında yastık şeklindeki elemana verilen addır.

Abakus : Dor sütun başlığında ekhinus’un üzerine gelen ve kare plaka şeklindeki başlık kısmının adıdır.


Epistylion :Sütun başlıkları üzerinde yer alan ve baştaban manasına gelen friz bloğuna verilen genel addır. Genelde bezemesiz olarak yapılırken tek bezemeli örneği Assos’taki Athena tapınağının friz bloğudur. Bu bloğa arşitrav da denilmektedir.

Guttae : Yağmur sularını toplayarak atmaya yarayan ve epistylon’un hemen üzerinde bulunan triglyph’lerin altında yer alan damla şeklindeki elemanların genel adıdır.

Tenia  :Guttaeler ile triglyph-metop frizinin arasında yer alan ince şerit şeklindeki elemana verilen addır.



Triglyph : Dor düzeninde friz bloğu üzerine gelen ve ahşap mimarinin taşa yansımış şeklini gösteren üçlü hatıl bloğu görüntüsündeki elemana verilen addır. Triglyph’lerin arasında kalan boşluklara ise kare veya dikdörtgen formlu metop adı verilen mimari elemanlar yerleştirilmektedir.


Metop  : Triglyph’lerin arasına yerleştirilen ve üzerleri kabartmalarla süslü kare ya da dikdörtgen şekilli elemana verilen addır.

Mutulus : Saçak altında yer alan ve üzerinde kabara şeklinde guttae’ler bulunan işlevi saçaktan içeri kaçan suyun tapınak cephesine varmadan toplanarak yere yönlenmesini sağlayan ve ahşap mimarideki kabaralı tahta plakaları anımsatan elemana verilen genel ad.


Geison  : Yatay olarak duran saçaklık elemanının adıdır. Corona da denir.

Sima  : Saçağın eğimli kısmına verilen addır. Yatay sima olarak adlandırıldığında ise geison’un üzerindeki aslan başı veya bitkisel akıtaçlarla süslü yağmur oluğu kısmı kastedilmektedir. Bu sebeple antik literatürde her kısım farklı bir adla anılmaktadır. paraiet…dej ¹gemÒnej denildiğinde yükselen simayı, ¹gemÒnej leontokšfaloi’la ise yatay sima ve aslan başlı akıtaçları, paraiet…dej ¹gemÒnej leontokšfaloi da yükselen sima ile yatay simanın birleşimini ifade etmektedir.



Antefix ( Antefixum ) : Çatılarda ya tepede mahya kiremitleri üzerinde ya da saçak kenarlarındaki kapama kiremitleri üzerinde yer alan genelde palmet bezemeli süsleme elemanlarının adıdır.

Akroter  : Üçgen şekilli alınlığın tepesinde ve iki kenarında yer alan bazen bitkisel bir bezeme(spiral ve palmet gibi) bazen de küçük heykeller şeklide bulunan süsleme elemanlarının genel adıdır.

Tympanon  : Tapınağın iki kısa kenarında yer alan ve üçgen şekli ile aynı zamanda çatının kiriş yerleşimine de kılavuzluk eden alınlık elemanına verilen addır.


Coffer  :Pteroma’nın ve tapınağın içindeki sütunlu galerilerin üzerini kapatan kare şekilli tavan kaplamalarına verilen addır.

 

              Hellenistik Dönemde Dor Düzenine bazı yenilikler gelmiştir. Bu dönemin Dor sütunları hemen hemen Enthasisi olmayan ince sütunlardı. Genellikle sütunun alt bölümü düz bırakılıyor geri kalan tamburlar ise yivlendiriliyordu. Yivler hatları belli edilmiş olmalarına karşın tam yapılmamışlardır. Başlıkta Ekhinusun profili hemen hemen düz bir doğru halindedir. Arşitravın üstündeki Metop sayısı ve sütunlar arasındaki açıklık artmıştır. 



Yorumlar

  1. teşekkür ederim. Harika hazırlamışsınız. Kolay gelsin

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İON DÜZENİNDE Kİ KAİDE TİPLERİ

İON DÜZENİNDEKİ KAİDE TİPLERİ               Antik mimarlıkta kullanılan İon düzeninin, MÖ. 6.yy civarında örneklerini görmeye başlıyoruz. Bu düzen Anadolu’nun batı ve güneybatı kıyılarında gelişmiş ve kullanılmaya başlanmıştır. İon düzeninin belirgin özelliklerinden biriside, sütunun kaide üzerine oturtulmasıdır. Kaide (Basis), genel anlamda Antik çağda, üzerine heykel veya sütun oturtulan altlıktır. İon mimarisinde kullanılan kaideler farklı yapısal özellikleri ve mimarinin   Batı Anadolu ve Attika’da bölgesel olarak ayrımına yol açmıştır. İon düzeninde kaidenin iki farklı formu bulunmaktadır.           1-  KÜÇÜK ASYA İON TİPİ (ANADOLU TİPİ) KAİDE           2-  ATTİKA İON TİPİ KAİDE KÜÇÜK ASYA İON TİPİ KAİDE          ...

İON DÜZENİ

İON DÜZENİ MİMARİ ELEMANLARI ( ANADOLU KÖKENLİ)               Antik mimarlıkta kullanılan düzenlerden biri olan İon Düzeni, Anadolu'nun batı ve güney batı kıyılarında kullanılmaya başlanmıştır. İon Düzeninde Dor Düzenindeki gibi kesin kurallar söylenemez. İon Düzeninde belli yerlerin kendilerine özgü bazı özellikler gösterdiği görülür (Adaların özellikleri gibi).              Bu düzen M.ö. 6. yy civarında örneklerini vermeye başlamıştır. İnşasında temelden Krepidomaya kadar olan bölüm Dor Düzenindeki şekilde yapılır. Krepidomada basamakların alt kenarları hafifçe yontularak gölge ışık etkisiyle Dor Düzenindekinden daha plâstik bir görünüş kazanmıştır. Krepis sayısı da genellikle sayıca fazladır. İon Düzeninde sütunlar doğrudan Stylobata değil, bir kaideye otururlar. Sütun kaidesi yatay silmelerden meydana gelir. Kaidedeki yatay silmeler ile gövdedeki yivle...