Peki,
medeniyetlerin beşiği ve dünyanın kültür merkezi olarak adlandırılan kadim
şehrimiz Çorum’un böyle büyük bir Ana Tanrıça’ya ev sahipliği yaptığını biliyor
muydunuz? Ana Tanrıça’ya geçmeden önce Çorum’umuz tarih
öncesi ve tarih çağlarında birçok medeniyete beşiklik ettiğini belirtmek
gerekiyor. Hattiler, Asurlar, Hititler, Frigler, Medler, Persler,
Galatlar, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklu ve Osmanlı Devleti
kültürünü bünyesinde barındıran Çorum, geçmişten geleceğe uzanan bir köprü
konumundadır. Bu nedenledir ki şehrin her
tarafında bu uygarlıkların kalıntılarına rastlamak mümkündür. Anadolu’da ilk
merkezi devleti kuran ve dünyanın ilk köklü medeniyeti olarak bilinen Hititlerin
de yurdudur Çorum. Hitit Devleti’ne başkentlik
yapan Boğazkale Hattuşa, Alacahöyük ve Ortaköy Şapinuva gibi yerleşimlerin ilimiz
sınırları içerisinde yer alması ile dünyanın da gözbebeği konumundadır şehrimiz.
Öyle ki Hititlerin başkenti Hattuşa evrensel değerlere sahip, bütün insanlığın
ortak mirası olarak kabul edilen, kültürel ve doğal varlıkları dünyaya tanıtan
ve koruyan UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan sayılı
yerlerden biri olmuştur.
İşte böyle tarihi zenginliklerin yoğunlaştığı Çorum’un, görülmeye değer yerlerinden biriside tarihi ve doğal güzellikleri ile bölgenin önemli mekanları arasında yer alan ve Anadolu’nun en büyük Kibele kabartmasının bulunduğu Ortaköy ilçemizin İncesu Kanyonu’dur. İncesu Kanyonu’nun sarp ve dik kayalık yamaçları üzerinde antik döneme ait kale kalıntıları, Akropol, su sarnıçları ve kaya mezarları bulunmaktadır. İncesu Kanyonu’nun bulunduğu bu alan, Büyük İskender’in ölümünden sonra Anadolu’da bağımsız olan ve yeni devlet anlayışlarında Grek kültürünü devam ettiren Pontus Krallığı’nın hüküm sürdüğü sınırlar içerisinde yer almaktadır. İncesu Kanyonu’nu değerli kılan bir başka yüzü ise Kibele’dir. Şüphesiz doğa ile tarihin bütünleşmesinin en güzel örneklerinden biri olan Ana Tanrıça Kibele’nin, İncesu Kanyonu’na yapılmış olması tesadüfi değildir. Tanrıçanın, önünden akan Çekerek (Scylax) ırmağı, karşısında yüksek kayalar üzerinde yer alan kale ve Akropol ile ilişkili olarak, alana hakim konumda ki yerinin belirli bir amaç dahilinde konumlandırıldığı görülür. Kibele, ırmak yatağından 3 metre yükseklikteki kanyon duvarı üzerine yapılan bir Ana Tanrıça kabartmasıdır. Kibele kabartmasında Tanrıça, bir taht üzerinde oturur vaziyettedir ve sol elinde kutsal hayvanı olan bir aslan yavrusu tuttuğu görülür. Helenistik döneme tarihlendirilen (M.Ö 2 yy) kabartma Anadolu’da bulunan en büyük Kibele kabartması olması açısından önemlidir. Doğayı bütün canlılığı ve bereketiyle simgeleyen, uygarlıkların temelinde evrensel bir nitelik taşıyan Ana Tanrıça Kibele, genellikle dağlık alanlarda tapınım görür ve kayadan kendisini doğurduğuna inanılır. Yine kadının fazla hakka sahip olmadığı, yeterince varlık gösteremediği toplumlarda erkeklerin kendisine mutlak boyun eğdiği ve saygı duyduğu, doğurganlığı ile yaşamı devam ettirdiği için de örneklerine fazla rastlanan güçlü bir figür olarak karşımıza çıkmaktadır.
Her iki yamacının sarp kayalıklarla çevrili olduğu İncesu Kanyonu doğal güzellikleri ve tarihi değerleri aynı mekan içinde barındırması ile birlikte, tarih tutkunları, doğa severler, dağcılar, fotoğrafçılar ve kuş gözlemcileri için önemli bir merkez haline gelmiştir. Hitit Yolu’nun bir parçası olan 1700 metrelik Türkiye’nin en uzun ahşap yürüyüş parkuru ile kanyon yürüyerek görülebilmektedir. Ayrıca kanyona 15 Haziran ile 15 Ekim tarihleri arasında gidildiğinde, Çekerek Irmağı’nın sakin suyunda gezilebilmektedir. Yine İncesu Kanyonu’nun güzellikleri ile karşılaşmadan önce bir Hitit yerleşimi olan Ortaköy Şapinuva’yı da gezerek tarihi bir yolculuğa başlayabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder