Ana içeriğe atla

THUKYDİDES VE PELOPPONES SAVAŞLARI




THUKYDİDES VE PELOPPONES SAVAŞLARI




          İnsanlar, gelecek nesillere aktarmak için çeşitli alanlarda edindiği   tecrübeleri  ve kendileri ile ilgili çeşitli konuları yazılı hâle getirmişlerdir. Bundan dolayı insanların olayları kaydetme ihtiyacı tarih yazıcılığını ortaya çıkarmıştır. Ancak tarih yazıcılığı insanların ihtiyaçlarına, beklentilerine, dönemin siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel özelliklerine göre değişiklik göstermiştir. Bunun sonucunda farklı tarih yazım ve kuramları ortaya çıkmıştır. Bunun temel sebebi, insanların zaman içerisinde düşünce ve ihtiyaçlarında meydana gelen değişikliklerdir.


            Antik Yunan Tarihine baktığımızda Heredot’tan sonra  Yunanlıların ikinci büyük
tarihçisi  Thukydides'tir . Yaklaşık MÖ 460-400 yılları arasında yaşamış olan Thukydides, Herodot'a göre, çok farklı bir tarihçidir. Herodot yalnızca bir öykücüdür, oysa Thukydides tarihi, siyasî açıdan ele alan bir tarihçidir. Thukydides bilimsel tarihçiliğin kurucusu olarak anılır. Çünkü sıkı bir delillere/kaynaklara dayanma kuralı koymuş ve olayları tanrılara bağlamadan mevcut gerçeklere göre analiz etmiştir. O aynı zamanda ‘’Politik Realizm’’ (Politik Gerçekçilik)’in kurucusu olarak ta anılır. Çünkü  uluslar arasındaki ilişkileri, hak kavramından çok reel gerçeklere göre değerlendirmiştir.



          Thukydides Atina ile Sparta arasındaki 30 yıl süren ve M.Ö. 404 yılında sona eren ünlü Pelopponnes savaşları sırasında yaşamış ve bu savaşları tasvir etmiştir. Thukydides’in "Pelopponnes Savaşlarının Tarihi" adlı eserinde, özellikle bu savaşların nedenlerini ve sonuçlarını ele alır. Bu yapıtını, vatandaşlarına siyasî bir eğitim kazandırmak, onları siyasî açıdan bilgilendirmek için yazmıştır.
          Thukydides’in de aynı dönemde yaşamış olduğu Pelopponnes Şavaşı Atina ile Sparta arasında M.Ö. 431-404 yılları arasında 27 yıl süren savaştır. Bu savaş üç safhaya ayrılır. İlk safhası on yıl sürüp, M.Ö. 421'de Nikias Barışı  ile sona erdi. İkinci safhası, M.Ö. 418'de Atinalıların müttefiki Argoslularla beraber, Spartalılara saldırısıyla başladı. Atinalılar M.Ö. 418'deki Mantinea Muharebesinde yenilince, Sicilya'ya büyük bir sefer tertip ettiler.M.Ö 413'te Sicilya Seferi de bozgunla neticelendi. Peleponnes Harbinin üçüncü safhasına Decelea Harbide denir.
         Atina ve Sparta arasındaki çatışma bu savaştan çok önce başlamıştır. Atina’ın Delos Birliği’nin en güçlü üyesi olarak bütün avantajları kendi lehine kullanması Aigina, Korinthos ve Megara gibi önemli ticaret merkezi olan şehirleri rahatsız etmiştir. Atina’nın bu dönemde bir imparatorluk haline gelmesi Delos Birliği sayesinde olmuştur. Atina’nın güçlenmiş olması diğer Yunan kentlerinin bağımsızlıkları açısından tehlike yaratıyordu. Atina müttefik olan Aigina ve Korithos’u M.Ö. 456 yılında yenilgiye uğratır.Daha sonra M.Ö.445’ de otuz yıllık bir anlaşma imzalanır. Bu anlaşma ile Sparta Atina İmparatorluğunu kabullenmiş olur. Ancak bu barış uzun sürmez ve savaş tekrar başlar. Savaşın başlama sebebi Korinthos ile kolonisi Korkyra arasındaki çatışmaya Atina’nın karışmasıdır. Atina bu çatışmada Korkyra’nın yanında yer alır. Atina daha sonra yine Korinthos kolonisi olan Potideia’dan sur duvarlarını yıkmasını ve Korinthos’lu Magistratları kentten çıkarmasını ister. Bunun üzerine Korinthos kolonisine yardım gönderir, Atina Potideia’yı kuşatır, Korinthos Potideia’nın Delos Birliği’nden çıkmasına yardım eder. Bunun sonucu olarak Atina’da misilleme olarak Pelopponnes Birliği’nin üyesi olan Megara’ya ticari ambargo koyar. Atina’nın saldırdığı şehirler Peloponnes Birliğinin üyeleri olduğu için Atina her seferinde Sparta ile karşı karşıya gelir. Sonunda Sparta Atina ile görüşmeye başlar, görüşmeler sonuç vermeyince M.Ö. 431 yılında savaş patlak verir.



     Peloponnes savaşlarının ilk 10 yılı ( M.Ö. 431-421) Arkhidamos Savaşı olarak bilinir. Sparta Kralı II Arkhidamos M.Ö. 431 Atina’ya girer ve Atina’yı yağmalar. Ancak Atina şehri boşalttığı için bu saldırı Atina’ya zarar vermez. M.Ö. 430 yılında Atina’da veba salgını olur, bu salgında halkın üçte biri ölür. Veba salgınında vebaya yakalanan Perikles M.Ö.429 ölür. M.Ö. 422 yılında Arkhidamos’un ölümü üzerine yerine gelen Kleon komutasındaki ordu Tesalia’ya girer. Ancak ordu Amphipolis’te Brasidas tarafından yenilgiye uğratılır. Bu çarpışmada hem Kleon hem Brasidas ölür. Her iki tarafında savaştan zararlı çıkınca M.Ö. 421’de Nikias Barışı yapılır. Bu barış Atinalı Politikacı ve komutan Nikias adı ile anılır ve 50 yıllık bir anlaşmadır. Ancak bu barış M.Ö. 417 yılında Atina’nın Melos adasına saldırması ile son bulur. Halkın katledilmesine rağmen Sparta herhangi bir müdahalede bulunmaz.
         Diğer bir yandan Alkibiades Peloponnesin batı yolunu kapatmak amacı ile bir orduyla Sicilya’ya hareket eder, ancak Atina’da kendisine karşıt grupların Atina’daki Herme heykellerinin tahrip edilmesi ve Eleusis misterlerine küfür ettiği gerekçesiyle yargılanmasını ister. Mahkemeye çağrılan Alkibiades kaçar ve Sparta’ya sığınır ve Sicilya seferinin amacını onlara açıklar böylece Atina ordusu M.Ö.413 yılında yenilgiye uğrar. Bu dönemde Persler savaşa Sparta yanında girer ve onlara maddi olarak destek verir, Sparta bu yardım ile büyük bir donanma hazırlar. Bu arada Alkibiades Atina’ya geri döner ve Ionia giden bir ordunun başına getirilir. Spartalılar Perslerin yardımı ile Ionia’da demirlemiş olan Atina donanmasını M.Ö. 406’da yenilgiye uğratır. Alkibiades Phrygia’ya kaçar, ancak M.Ö.404 orda öldürülür. M.Ö. 406 yılında Sparta ordusu ve Atina ordusu Lesbos açıklarında karşı karşıya gelir. Savaşı Atinalıların kazanmasına rağmen çıkan bir fırtına ile Atina donanması çok kayıp verir. Bir yıl sonra Spartalı komutan Lysandros Lampsakos’u işgal eder. Bunun üzerine Hellespontos’a gönderilen ordu Atina ordusu M.Ö. 405 yılında yenilir. Byzantion ve Khalkedon Sparta’nın eline geçer. Atina müttefikleri Atina’nın karşısında yer almaya başlar. Atina hem denizden hen de karadan sarılır. Atina kıtlık ile savaşmak zorundadır ve sonunda Atina yenilğiyi kabul eder. M.Ö. 404 yılında Atina’ya çok ağır koşullara sahip bir anlaşma imzalatılır. Atina eline geçirdiği yerleri geri verecek, Peiraieus limanı ile kent arasındaki suru yıkacak, donanmasını Sparta’ya teslim edecek ve Sparta’nın hâkimiyetini tanıyacaktır. Ancak Atina yine bir kent devleti olarak kalacaktır. 27 yıllık savaş sonunda Atina İmparatorluğu yıkılır ve yunan dünyasının hakimiyeti Sparta’ya geçer. Ancak bu hakimiyet Perslerin Yunanlıların işlerine karışması ile çok uzun sürmez.



Kaynakça:
Oğuz Tekin, Eski Yunan Tarihi, İstanbul, 2004.
Ord. Prof. Dr. Arif Müfid Mansel, Ege Yunan Tarihi,  Ankara, 1984
 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOR DÜZENİ

DOR DÜZENİ MİMARİ ELEMENLARI ( YUNAN KÖKENLİ)             M.Ö. 7 ila 5. yy arasında örnekleri görülen tapınaklar Yunanistan, Güney İtalya, Sicilya ve Anadolu’da yapılmıştır. Başlangıçta ahşap mimari, sonraları taş mimariye geçilmiştir. Taş mimariye geçişin ilk dönemlerinde de çatı ahşap olarak yapılmıştır. Krepidoma: Üç ya da daha fazla sayıdaki Krepis adı verilen basamaklardan oluşur. Stylobat: Sütunların ve Cella duvarlarının üzerinde durduğu tabanın döşeme yüzeyi. Dor Düzeninde sütunlar doğrudan Stylobata yerleşir. Sütun kaidesi yoktur. Sütun: Dor Düzeninde sütun gövdesi genellikle kasnakların üst üste konmasıyla oluşur. Sütun alt çapı üst çapından daha büyüktür ve dolayısıyla sütunlar yukarıya doğru incelerek yükselir ve ortalarda bir şişkinliğe sahiptir ki, buna Enthasis denir. Gövdedeki yivlere Kannelur adı verilir ve bu yivler birbirleriyle kesişirler. Sütunun yüksekliği sütun alt çapının katlarına bağlıdır. Başlık iki kısımdır. Ekhinus ve Abaküs. Ekhinusun süt

SAMARRA ULU CAMİİ (MÜTEVEKKİLİYE CAMİİ)

SAMARRA ULU CAMİİ (MÜTEVEKKİLİYE CAMİİ) Bulunduğu Yer Samarra Ulu Camii, Irak’ın başkenti Bağdat’a 90 km uzaklıkta ki Dicle Nehri kenarında kurulan Samarra şehrinde yer almaktadır. Şehirden günümüze sadece kalıntıları kalmıştır.  Banisi ve Mimarı Samarra Ulu Camii, Halife Mütevekkil tarafından 848 ile 852 yılları arasında yaptırılmıştır. Mimari Özellikleri Basit mimarisi, ilk İslam cami planının anıtsal ölçüler içinde tekrarından ibarettir. Ortalama 15m yüksekliğinde ve 2m kalınlığında olan kuşatma duvarları, tuğladan inşa edilmiştir. Köşelerde birer, doğu ve batı kenarla rında on ikişer, kuzey ve güney kenar larında da sekizer olmak üzere kırk dört kule ile takviye edilmiştir. Emevi kasırlarındaki yuvarlak kuleleri hatırlatan yarım daire biçiminde dayanaklarla desteklenmiştir. Yanlarda dörder, kuzeyde üç sıra revağın çevrelediği avlu oldukça büyüktür. 16 kapıdan avluya ve camiye girilir. Camii'nin kuzey tarafında 27m uzaklıkta Melviye adındaki bü

OLYMPIA ZEUS TAPINAĞI

                                                                                                      OLYMPIA ZEUS TAPINAĞI   (MÖ.470-460) •        Olympia kutsal alanının içerisinde Zeus tapınağı en gösterişlisidir. •        Su taşkınlarından korunmak için 3m yığma toprak üzerine yapılmıştır. •        68x28m ölçüsünde 6×13 sütunlu Dor düzeninde, peripteral bir yapıdadır. •        Mimarlığa ait kısımları kireç taşından, heykeltıraşlık eserleri mermerdendir.            •        Cella içerde yan duvarlara yakın iki sıra sütunla üç kısma ayrılmıştır.  •        Metoplar doğu ve batı taraflarda altışar tane olmak üzere Cella duvarında yer almıştır. •        Tapınak Elis bölgesinde, bir kült, yeri olan ve Olympiadların yapıldığı Olympia şehrinde inşa edilmiştir. •        Elisli Libon tarafından inşa edilen Zeus tapınağının M. ö. 456 yılında tamamlanmış olduğu anlaşılmaktadır. •        Tapınağın kült heykelini Pheidias yapmıştır.