AYANİS
KALESİ Rusahinili-Eiduru-kai
Van
Gölü’nün doğu kıyısında, Van ilinin 38 kilometre kuzeyinde yer alan Ayanis
Kalesi, kazıları 1989 yılında başlamıştır.
Kazı ekibi Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu başkanlığında, Ege Üniversitesi
Protohistorya ve Ön Asya Arkeoloji Anabilim Dalı ve ABD New York Stony Brook
Üniversitesinden katılan elemanlardan oluşmaktadır. 2013 yılından itibaren
Ayanis kazıları, Doç. Dr. Mehmet IŞIKLI başkanlığında devam etmektedir.
Kayalık bir tepe
üzerine inşa edilen ve etrafı sur duvarlarıyla çevrili olan kale, yaklaşık 150x400 metre ölçülerinde bir alanı kaplar. Kalenin
doğu kulesinin önünde yere düşmüş durumda bulanan inşa yazıtı, kalenin Argişti
oğlu Rusa (II. Rusa) tarafından yapıldığını ve adının da “Süphan Dağı önündeki
Rusa Kenti” (Rusahinili Eiduru-kai) olduğunu belirtir. Arkeolojik
değerlendirmelere, anıtsal kapı ve tapınak cephesinde ele geçen yazıtlara ve
dendrokronolojik çalışmalara göre, Ayanis Kalesi’nin MÖ 673/672 tarihlerinden
hemen sonra yapıldığı düşünülür.
Ayanis’teki
arkeolojik çalışmalar, kalenin bulunduğu sitadel ile kaleyi çevreleyen dış kent
olmak üzere iki ayrı alanda yürütülür Yaklaşık 25
yıldır devam eden Ayanis kalesi kazılarında kalenin anıtsal surları, kale
kapısı, kompleks yapı grupları da içeren Haldi tapınağı, büyük boyutlu depo
yapıları ve çeşitli mekanlar gün ışığına çıkarılmıştır. Kalede bugüne dek
yapılan kazılarla surların doğu cephesi tamamen, güney cephesi ise kısmen
açılmıştır. Güney sur duvarı doğu sur duvarına göre daha düzgün bazalt taş
bloklarından inşa edilmiştir. Doğu sur ise düzensiz kiklopik kireç taşı
bloklarından örülmüştür. Bu taşlar olasılıkla kalenin hemen yakınındaki taş
ocaklarından, güney sur duvarındaki andezit taş blokları ise kaleye 30 km.
mesafedeki Tımar taş ocaklarından getirilmiş olmalıdır. Taş temel kısım ve
kerpiç üst yapıdan oluşan surların taş temel yükseklikleri arazinin topoğrafik
yapısına göre 1.5 ila 2 metre arasında değişmektedir. Taş temelden kerpiç
bedene geçişte, kerpiç yapının tam olarak oturabilmesi için yassı taş plakalar
kullanılmıştır.
Bu taşlar
haricinde kalenin inşasında büyük oranda kerpiç malzeme kullanılmıştır. Yapılan
hesaplara göre Ayanis Kalesi’nin inşasında 8.000.000 kerpiç bloğunun
kullanıldığı tahmin edilmektedir. Asur yazıtlarından Urartu kalelerindeki
kerpiç üst bedenlerinin yüksekliğinin 17 ila 20 metre arasında bir yüksekliğe
sahip olduğu tahmin edilmektedir. Bu anıtsal boyutlar dikkate alındığında bu
denli kerpiç bloğunun kullanılmış olmasını beklemek şaşırtıcı değildir.
Urartu mimarisinin bir diğer temel malzeme grubu ise ahşaptır. Yapılan. Hesaplamalara
göre Ayanis Kalesi’nin inşasında yaklaşık 50.000 ağaç kullanılmış olabilir.
Özellikle dendrokronolojik (ağaç halkalarını sayarak tarihleme yöntemi)
analizlere göre kalenin inşası yaklaşık 4 veya 5 yıl sürmüştür.
Kaleye
girişi sağlayan anıtsal kapı; kalenin güneydoğu köşesinde yer almaktadır. 3
metre genişliğinde ve andezit taşından yapılan giriş iki yanındaki kuleler ile
korunmaktadır. Doğu kulenin önünde bulunan çivi yazılı bir kitabe kalenin
inşası ile ilgili bilgiler vermektedir. Ayanis Kale kapısının özellikleri
dikkate alındığında, Urartu mimarisinde bu tür kapıların çok fazla özenle
süslenmediğini, ancak anıtsal nitelikte olduklarını görmekteyiz.
Ayanis Kalesinin içinde yer alan yapılar
doğu-batı doğrultusunda tepenin topoğrafik özelliklerine göre
konumlanmışlardır. Kaledeki yapılar doğudan başlamak üzere” Doğu Payeli
Salonu”, “Tapınak Alanı”, Evsel Mekânlar ve “Batı Depo Yapıları” olarak
karşımıza çıkar.
TAPINAK
Ayanis Kalesinin
en önemli yapılarından birini oluşturan Tapınak alanı, kalenin orta kesiminde
ve en yüksek noktasında yer almaktadır. Alanın iç ölçüleri 30X30 m'dir ve
etrafını çevreleyen kerpiç duvarın kalınlığı 2.5 metredir. Tapınak alanı içinde
taban boyları 2 m'yi aşan 10 adet kare planlı paye vardır. Alana kuzeydoğuda
yer alan alabaster eşik taşlı bir kapı ile girilir. Kapının avlu tarafında yere
gömülmüş olarak bulunan iki adet tunç yapım diski üzerindeki yazıtta tapınağın
Argişti oğlu Rusa tarafından Tanrı Haldi’ye armağan edildiği
belirtilmiştir.
Alanın doğu
duvarına yaslanan çekirdek tapınağın çevresi söz konusu bu alan dışında
payelerle sıralanmıştır. Payelerin kapattığı bölümün dışında kalan ve çekirdek
tapınağın önünde yer alan alanın üstü açıktır. Açık olan bu alanın içinde ve
çekirdek tapınağın hemen karşısındaki kısım rahiplerin merasim alanlarıdır.
Yapının içerisinde “Mısır mavisi” ile boyanmış süslemeler bulunmuştur.
Çekirdek
tapınağın köşeleri rizalitli ve kare planlı olarak tasarlanmıştır. Bir koridor
ile ulaşılan cellanın tabanı 90 adet alabaster taş plaka ile kaplanmıştır.
Cella içerisinde yer alan podyumun yan kenarları üzerinde var olan altın varak
süslemeleri yağma sırasında tahrip edilmiş ve alınmıştır. Cella duvarının alt
iki sırası andezit taşından inşa edilmiş ve bu taşların üzerinde oyma tekniği
ile yapılmış ve içleri parçalardan oluşan tanrı ve bitki motiflerinin
doldurulması ile oluşturulmuş bezemelerle süslüdür.
Tapınak ön
cephesinde iki girişin yanında toplam uzunluğu 16 m olan tapınak yazıt yer
almaktadır. Bu yazıt en uzun tapınak yazıtı olmasının yanı sıra Urartu
coğrafyasında da en uzun üçüncü yazıtı olma özelliğine sahiptir. Ayanis kalesi
ile ilgili birçok yayında tam metni verilen yazıtta, tapınağın Argişti oğlu
Rusa tarafından inşa edildiği ve tanrı Haldi'ye armağan edildiği bilinmektedir.
Ayrıca bu yazıtta çeşitli kurban faaliyetleri ve kesilecek hayvan sayıları gibi
konular da yer almaktadır. Kaleye adını veren Eiduru, Urartu tanrılar aleminde
yer almış ve bugünkü Süphan dağı olarak bilinen, ayrıca II. Rusa döneminden
sonra bir tanrı olarak algılanmaya başlanmıştır.
DOMESTİC MEKÂNLAR
Tapınak
alanının batısında günlük işlerinin yürütüldüğü kare ve dikdörtgen planlı Evsel
mekânlar bulunmaktadır. Bu alanların içinde ele geçirilen buluntular bu durumu
desteklemektedir. Evsel mekânlar ve bu alana benzer depo merkezlerinden Urartu
çanak-çömlek sanatı ile ilgili çok güzel örnekler ele geçmiştir. Evsel
mekânların güneyini sınırlayan alanlarda ele geçirilen buluntular bu mekânların
önemli olduğunu ortaya çıkarmıştır. Özellikle üzerinde Kraliçe ”Kakuli” ye
aittir yazısı ile altın yelpaze sapı buna en güzel örnektir. Kakuli'ye Urartu
Kraliçesi ve II. Rusa'nın eşidir. Bu alanda inşa edilen odalardan ele geçen
100'lerce kap Urartu keramik sanatı için önemli bilgiler sağlamıştır.
Kalenin
batısında bulunan “Batı Depo Odaları” ilk yıl kazılarında ortaya çıkarılmaya
başlanmış ve kaledeki depolama sistemi hakkında etraflı bilgiler sunmuştur. Bu
alanlarda depo olarak kullanılan 10 adet yapı sistemi gün ışığına
çıkarılmıştır. Yapılar kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı olarak
uzanmaktadır. Depo yapılarının içersinde in-situ durumda yüzlerce büyüklü
küçüklü küpler bulunmuştur. Bu küpler içinde olasılıkla arpa, buğday, şarap ve
benzeri gıda ürünleri depolanmaktaydı. Eğime bağlı olarak tasarlanan yapılar
arasındaki bağlantı kerpiç sekiler ve merdivenler yardımıyla sağlanmıştır.
Ayanis
kalesinde çeyrek yüzyıldır yapılan çalışmalar binlerce madeni ve diğer
malzemelerden üretilmiş eser ortaya çıkarmıştır. Küpler, yazıtlar, bullalar ve
tüm çanak çömlekler mekânsal dağılımları göze alarak incelenmiştir. Ayanis
kazılarında elde edilen bu veriler Urartu dini merasimleri, kalenin ekonomik
yapısı, günlük yaşamın nasıl olabileceğinin yanında Urartu sanatı ile ilgili
etraflı bilgiler sunmuştur. Bütün bu özeliklerin yanında Ayanis Urartu
kazıları, Urartu sanatında bilinmeyen aslan başlı kalkan, üzerinde “şuri”
kelimesi yazılı kılıç-mızrak, ilk kraliçenin adı, Babilce bir yazıt, ”Mısır
mavisi” sentetik bir boya maddesi, çömlekçi çarkı, mühür baskılı çanak
çömlekler ve taş kakma (intaglio) tapınak süslemeleri gibi birçok ilki de
ortaya koymuştur. Bu verilere ulaşabilmenin temelinde depremle sona eren ve
yağma edilmeyen bir kalenin kazılabilmesi yatmaktadır.
http://ayaniskalesikazisi.com/
Yorumlar
Yorum Gönder