Ana içeriğe atla

YABAN KEÇİSİ STİLİ

YABAN KEÇİSİ STİLİ


YABAN KEÇİSİ KRONOLOJİSİ

EYK    :
650 – 640
OYK I  : 640 – 620
OYK II:  620 – 600
GYK   :  600 – 500


 
Yaban Keçisi stili, Ege adaları ve Batı Anadolu kıyılarındaki üretim merkezlerini içine alan bir karma stildir. Konularını daima hayvan frizleri ve mücadeleleri oluşturur. Sıklıkla Yaban Keçisi frizleri betimlendiği için bu adı almıştır. Figürlü sahneli bezemeler yok denecek kadar azdır. Geç Yaban keçisi döneminde, stilin güney İonia kolu olan Fikellura stili, az da olsa figürlü bezeme içermektedir. Aynı dönemde, taşralı tarzda fakat Yaban keçisi ruhuna uygun ama kazıma tekniğinde siyah figürlü örnekler veren Kuzey İonia Siyah figürü hem teknik hem de anlayış açısından Yaban Keçisi stilinden tamamen ayrılır. EYK örnekler çok fazla ele geçmemektedir. (EYK    : 650 – 640)
Erken örnekler daha çok, Geometrik stilden henüz kurtulmuş ve Doğulu etkilerin yeni yeni girmeye başladığı emekleme dönemi eserleridir. 





 
Üstteki resimde OYK I evresine ait bir oinokhoe görülmektedir. 640 – 620
Bu örnek EYK örneklerine hâkim olan geometrik formun yumuşamaya başladığı fakat yeni bir formu ortaya koymaktan daha çok uzaktır. Kabın gövdesi yuvarlak ve düz ağız kenarı vardır. Frizlerde yaban keçisi stiline uygun bezemeler var iken doldurma ve ayırma motifleri geometrik anlayışın yumuşamış şekilleridir. Ağız kısmında kulbun iki yanına yerleştirilmiş makara adı verilen plastik eklentiler metal kap örneklerin kopyalandığını bize göstermektedir. Omuz bezemesinde merkezi bir palmetin iki yanına yerleştirilmiş griphon boğa ve diğer hayvanlar vardır. Gövde frizinde koşan köpekler ve keçiler yer almaktadır.






 OYK l evresine ait bu örnek önceki örneklere benzer form ve bezeme yapısına sahiptir. Fakat bu oinokhoenin gövdesi daha basıktır. Omuz frizinde karşılıklı yerleştirilmiş panter ve boğa yer almaktadır. İki figür arasına küçük bir köpek yerleştirilmiştir. Panterin başı cepheden verilmiş ve postundaki benekleri vermek için küçük daireler kullanılmıştır. Gövdede koşan keçi ve köpeklerden oluşan bir friz bulunmaktadır. Boyun bezemesi olarak kullanılmış Geometrik Dönemden Yaban Keçisi Stiline feçen meander, eski yapısından daha özgür ve görkemli çizilmiştir.Bu şekliyle Yaban Keçisi Stilindeki önemli doldurma öğelerinden biri konumuna gelir.




OYK I dönemine ait bu eser aynı zamanda yaban keçisi stilinin doğulu eserlerden nasıl etkilendiği yönünde bize bazı fikirler de vermektedir. Panter çizim özelliğini olasılıkla metal işçiliğinden almıştır. Kabaraları andıran post benekleri ve kalemle çizilmiş gibi duran cepheden yüz ve gövde ayrıntıları metal işleme tekniğinin vazo sanatına geçmiş şeklidir. Aynı çizim özellikleri panterin avladığı geyik ile karşısında yer alan aslanda da gözlenmektedir. Aslanın betimleniş şekli doğulu örnekleri özellikle de Asur aslanlarını anımsatmaktadır. Doldurma motifleri dönemin genel yapısına uygun palmet ve dördül meanderlerdir.






 Levy Oinochoe
 
OYK II : (620 – 600) dönemine ait bu örnek hem form hem de bezeme açısından birçok yenilikler içermektedir. Omuz gövde geçişi erken örneklerde yok iken burada çok belirgin hale gelmiştir. Gövde yuvarlaklığından kurtulmuş ve topaç formunu almıştır. Friz sayısı artmakla birlikte esas yenilik hayvan figürlerinin çizimlerine gelmiştir. Erken örneklerde koşu hali yay gibi gerilmiş vücutlarla verilirken bu örnekte ileri ve geriye atılmış bacaklar ile hareket vurgulanmıştır. Bu şekliyle hayvanlar doğadaki gerçeklerine yaklaşırlar. Omuz frizinde merkezi palmet yine yer alır ve bu yüzde sırt sırta duran sphenks ve griphon yer almaktadır. Kaide üstünde OYK II evresine özgü lotus-tomurcuk dizisi bulunmaktadır. 


Griphonun önünde bir kaz figürü bulunmaktadır kulp ile sphenks arasına da bir geyik figürü yerleştirilmiştir. Omuzun altındaki ilk hayvan frizi otlayan yaban keçilerine aittir. Gövdedeki ikinci frizde otlayan geyikler resmedilmiştir. Bu alternatif kuşak dizilimi aşağıdaki diğer üç kuşakta da yükseklikleri azalarak ve figürler küçülerek devam eder. Boyunda üç sıra halinde birbiri içine geçmiş saç örgüsü yer almaktadır. Makara şekli plastik kulp eklentileri hala varlığını sürdürmektedir. Ağız tamamen değişmiş ve yonca formunu almıştır. Ağız kenarı tamamen siyah boyalı ve üzerinde beyaz boya ile yapılmış palmet ve yıldız çiçeği figürü yer almaktadır

 



 Euphorbos tabağı

Rhodos Kamiros’tan bulunmuş OYK dönemine ait bu tabak üzerinde yerde yatan bir ceset üzerinde yapılan teke tek savaş resmedilmiştir. Figürlerin kenarlarında birer satır yazı bulunmaktadır.


Yerde yatan figür Euphorbos’tur. Savaşanlar ise Hektor ve Menelaos’tur. Tabağın merkezinde tepeye asılı iki palmetin hemen altında bir çift göz yer alır. Anatomi çok başarılı olmasa da gerçeğe yaklaşır. Kalkanların gösterimi doğru olarak verilmiş ve ileri doğru çıkartılarak gövdeyi perdelemesi önlenmiştir. Doldurma motifleri dikkate alındığında vazonun ortasından geçen hayali bir eksen üzerinde simetri mevcuttur. Figürler saç örgüsü ile ayrılmış bir segment çizgisi üzerinde yer alır. Bu çizginin altında üç siyah bir beyaz dilden oluşan dil dizisi yer alır. Kenar süslemesi olarak üçlü çizgi ve nokta rozetlerden oluşan metop düzeni tercih edilmiştir.




OYK II ortalarına ait bu örnekte topaç formu iyice uzayıp sivrilmeye ve yumurta formuna dönmeye başlar. Boyun OYK I ve OYK II başındaki formlardaki boyuna oranla oldukça kısadır. Biri omuzda diğeri gövde üzerinde iki hayvan figürlü friz vardır. Kaide üzerinde dönemin tipik lotos-tomurcuk dizileri yer almaktadır. Gövdedeki hayvan figürlü frizin keçileri eski örnekleri anımsatan iki ayakla yay gibi gerilmiş gövde yardımı ile koşar durumda gösterilmiştir. Bunları erkenden ayıran tek nokta rezerve yapılmış kürek kemiklerinin kırmızı ek boya ile doldurulmuş olmasıdır. Omuzdaki frizde merkezi palmetin her iki yanında yer alan hayvan ve mitolojik yaratıklar bulunur. Bu yüzde bir griphon ve kaz yer almaktadır. Boyunda saç örgüsü bulunur ve yonca ağız kenarı tamamen siyah boyalıdır.




OYK II sonlarına ait bu örnek tamamen ovalleşmiş ve yumurtamsı görüntüye ulaşmış forma sahiptir. Omuz üzerinde hala geniş bir friz mevcut iken gövdedeki friz iyice daralmış ve nerdeyse minyatürleşmiştir. Figürlerin genelinde gereksiz detaylarla oluşturulmuş abartı ve baştan savmacı bir durum izlenmektedir. Omuz frizinde bir sphenks yer alır fazla detaylandırma sonucu son derece rüküş bir hal almıştır. Boşluk bırakmamam kaygısı sonucu frizdeki diğer alanlar doldurma motifleri ile kaplanmıştır. Gövdedeki dar hayvan frizinde koşan köpekler ve tavşanlar ye alır. Aralara ise pabuçlu haçlar serpiştirilmiştir. Bu frizin altında saç örgüsü ve balıksırtından oluşan iki ayırma bandı yer alır Gövdenin alt yarısı ise kaideden yükselen ışınlar ve bunların üzerinde yer alan lotos-palmet zinciri ile kaplanmıştır. Yonca ağzın kenarı siyah boyalıdır. Kulp ağız birleşiminde makaralara hala mevcuttur. Kulp artık şerit değil iki ya da üç loblu olarak yapılmaktadır.




GYK evresinden bu örnek artık iyice daralmış ve küçülmüş bir gövdeye sahiptir. Figürlü bezeme artık kaybolmaya yüz tutmuş onun yerini bitkisel motiflerden oluşan kuşaklar almaya başlamıştır.  Bu örnekte az sayıda iyice uzamış gövde ve boyunlu keçiler gövde ortasında yer alan tek bir frizi işgal eder. Kaide üzerinde OYK II döneminden kalma bir lotos-tomurcuk dizisi, omuzda ise GYK’nin tipik lotos-tomurcuk dizisi yer almaktadır. Boyun nerdeyse yok olmuştur. Çok küçük boyun üzerinde meander ve dördül motifi yer alır. Yonca ağız kenarı hala siyah boyalıdır. Kulp üç loblu yapılmış fakat ağız birleşiminde makaralar bulunmamaktadır.



Yaban keçisi stilinde figürlü sahneleri son derece az olduğunu daha önce aktarmıştık. Bu GYK tabak örneğinde ve daha sonraki örneklerde bu kolaylıkla gözlemlenebilir. Bütünüyle ışınlar ve doldurma motiflerinden oluşan dekoratif bir bezemeye sahiptir. Merkezde çok yapraklı bir rozet vardır. Motiflerde simetri dikkati çekmektedir.
 


GYK döneminden bu tabak üzerinde çift segment halinde bezeme yer alır. Yine ortada çok yapraklı bir rozet bulunmaktadır. İlk segment içerisinde yerleştirmede boş alan hesaplanmasında yapılan hatadan dolayı simetrisi bozulmuş ve dört geyik dört doldurma motifi olması gerekirken bir doldurma motifi eksiktir. İkinci segmentte ise dört ve yedili ışın demetleri ile ayrılmış metoplar içerisine sırasıyla bir keçi, bir kaz motifi yerleştirilmiştir. Ağız kenarında ise ışınlar ve karelerden oluşan segment yer alır.


 
 


Ortadan özensiz bir taban çizgisi ile ayrılmış bu tabağın üzerinde üstte sphenks altta ise dillerden oluşan bezeme bulunmaktadır. Sphenksin çizimi son derece acemice ve oldukça abartılıdır. Doldurma motifleri baştan savma bir el tarafından çizilmiştir. Aynı acemicilik ve acelecilik tabağın genelindeki bütün çizimlerde gözlenmektedir. Bu örnekle GYK evresinde artık iyice bozulmuş bir stilin ortaya çıktığını görmekteyiz.








Atlı binici tasvir edilmiş bu GYK tabak önceki örnekte olduğu gibi son derece acemice ve baştan savmacı bir el tarafından çizilmiş özensiz detaylara sahiptir. Üstelik artık anatomik uyum tamamen göz ardı edilmiştir. Aşırı yukarı kalkık atın kalçaları ve kısa ön bacaklar ucube bir hayvan görüntüsü vermektedir. Sanki koşar gibi değil de yürümekte bile zorlanan her an tökezleyip binici üzerinden atacak bir görüntüsü vardır. Binici atı sürüyormuş gibi değil de sanki düşmemek için çabalıyormuş gibi durmaktadır. Doldurma motifleri ve ayırma çizgisinin altında yer alan dillerde figürdeki acemi ve özensiz hatlar tekrarlanmıştır





Bu GYK tabak üzerinde Gorgon başlı ve Potnia Theron özellikli bir tanrıça yer almaktadır. Peplos giymiş figürün bir bacağı açıkta kalmaktadır. İki elinde birer kaz tutmaktadır. Elbise üzerinde beyaz çizgilerle dokuma desenleri verilmiştir. Çizim her ne kadar acemice de olsa da yinede de başarılı sayılmalıdır.




















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOR DÜZENİ

DOR DÜZENİ MİMARİ ELEMENLARI ( YUNAN KÖKENLİ)             M.Ö. 7 ila 5. yy arasında örnekleri görülen tapınaklar Yunanistan, Güney İtalya, Sicilya ve Anadolu’da yapılmıştır. Başlangıçta ahşap mimari, sonraları taş mimariye geçilmiştir. Taş mimariye geçişin ilk dönemlerinde de çatı ahşap olarak yapılmıştır. Krepidoma: Üç ya da daha fazla sayıdaki Krepis adı verilen basamaklardan oluşur. Stylobat: Sütunların ve Cella duvarlarının üzerinde durduğu tabanın döşeme yüzeyi. Dor Düzeninde sütunlar doğrudan Stylobata yerleşir. Sütun kaidesi yoktur. Sütun: Dor Düzeninde sütun gövdesi genellikle kasnakların üst üste konmasıyla oluşur. Sütun alt çapı üst çapından daha büyüktür ve dolayısıyla sütunlar yukarıya doğru incelerek yükselir ve ortalarda bir şişkinliğe sahiptir ki, buna Enthasis denir. Gövdedeki yivlere Kannelur adı verilir ve bu yivler birbirleriyle kesişirler. Sütunun yüksekliği sütun alt çapının katlarına bağlıdır. Başlık iki kısımdır. Ekhinus ve Abaküs. Ekhinusun süt

İON DÜZENİNDE Kİ KAİDE TİPLERİ

İON DÜZENİNDEKİ KAİDE TİPLERİ               Antik mimarlıkta kullanılan İon düzeninin, MÖ. 6.yy civarında örneklerini görmeye başlıyoruz. Bu düzen Anadolu’nun batı ve güneybatı kıyılarında gelişmiş ve kullanılmaya başlanmıştır. İon düzeninin belirgin özelliklerinden biriside, sütunun kaide üzerine oturtulmasıdır. Kaide (Basis), genel anlamda Antik çağda, üzerine heykel veya sütun oturtulan altlıktır. İon mimarisinde kullanılan kaideler farklı yapısal özellikleri ve mimarinin   Batı Anadolu ve Attika’da bölgesel olarak ayrımına yol açmıştır. İon düzeninde kaidenin iki farklı formu bulunmaktadır.           1-  KÜÇÜK ASYA İON TİPİ (ANADOLU TİPİ) KAİDE           2-  ATTİKA İON TİPİ KAİDE KÜÇÜK ASYA İON TİPİ KAİDE            Küçük Asya İon sütun kaidesinde görülen form plintlios üzerinde (çift trokhilos )spira ve bir torus sıralamasıyla oluşmuştur. Genellikle Anadolu ve Ege Adaları üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Efes’te Artemis Ta

OLYMPIA ZEUS TAPINAĞI

                                                                                                      OLYMPIA ZEUS TAPINAĞI   (MÖ.470-460) •        Olympia kutsal alanının içerisinde Zeus tapınağı en gösterişlisidir. •        Su taşkınlarından korunmak için 3m yığma toprak üzerine yapılmıştır. •        68x28m ölçüsünde 6×13 sütunlu Dor düzeninde, peripteral bir yapıdadır. •        Mimarlığa ait kısımları kireç taşından, heykeltıraşlık eserleri mermerdendir.            •        Cella içerde yan duvarlara yakın iki sıra sütunla üç kısma ayrılmıştır.  •        Metoplar doğu ve batı taraflarda altışar tane olmak üzere Cella duvarında yer almıştır. •        Tapınak Elis bölgesinde, bir kült, yeri olan ve Olympiadların yapıldığı Olympia şehrinde inşa edilmiştir. •        Elisli Libon tarafından inşa edilen Zeus tapınağının M. ö. 456 yılında tamamlanmış olduğu anlaşılmaktadır. •        Tapınağın kült heykelini Pheidias yapmıştır.