KUBBETU’S SAHRA
Bulunduğu
Yer
Banisi
Ve Mimarları
Kubbetü's Sahra'nın
inşasına 66 (685-686) yılında başlanmış, 72'de (691) tamamlanmıştır. Kubbetü's
Sahra, Emevi Halifelerinden Abdülmelik b. Mervan’ın görevlendirdiği Reca b.
Hayve ile Yezid b. Sellam tarafından yapılmıştır. Daha sonra Abbasi Halifesi
Me'mun 126 m. uzunluğunda lacivert zemin üzerine altın yaldızlı kûfi mozaik
kitabedeki Abdülmelik'in adını sildirerek yerine kendi adını yazdırmışsa da 72
tarihini olduğu gibi bırakmıştır.
Mimari Özellikleri
Sekizgen planlı olan bu
yapı planı itibariyle, İtalya’daki Santa Costanza Kilisesi’nin planını
hatırlatmaktadır. (Santa Costanza Kilisesinin planı; Yuvarlak ve kalın duvarlar
içerisinde merkezi planlı olup, çift sütunlardan meydana gelmiştir. Binayı
dıştan çeviren 6 bir dehliz bulunmaktadır. Kalın duvarları içerisine niş
boşlukları bırakılmış ki; bu niş boşlukları mekanı açarak duvarı hafifletiyor
ve yukarıdan gelen basınca karşılık duvarın direncini artırıyor.)
Yapının planı, köşeleri merkezi
bir daireyle sınırlanan, sekizgenin her bir kenarı dıştan 20.40 m.’dir. İri
blok taşlardan yapılmış olan 1,30 m. kalınlığındaki dış duvarların yüksekliği
9,50 metredir.
Merkezi daire, üzerinde on altı pencere açılmış
kubbe kasnağını taşıyan kemerlerle birbirine bağlanmış dört paye ve aralarında
bulunan üçerden toplam on iki sütunla sahrayı çevreler. Payeler, dışarıdan da
belli olacak şekilde 20.44 m. çapındaki kubbenin başlangıcına kadar devam
etmektedir. Payelerle sütunlar üzerine oturan yirmi dört kemer, örtüye gerekli
desteği sağlar. Kemerler değişik tarzlarda devşirme sütun başlıklarına doğrudan
oturmaz.
Hacer’i
Muallak’ın güneydoğu tarafında 11 basamaklı dar bir merdivenden 4,5 X4.5 m.lik
boşluğa veya bir nevi küçük bir mağaraya iniliyor ki; burası bugün mescid
olarak kullanılmaktadır. Sekizgen dış duvarın içinde ayaklar ve sütunlarla
ikinci bir sekizgen oluşturulmuştur. Bunun içinde de kayanın çevresinde dört
ayağa dayanan orta mekan yer alır. Bu yapıda İslam mimarisinin ilk
mihraplarından biriyle karşılaşırız. Tek parça mermerden yapılmış mihrap, form
ve süsleme bakımından çok basittir. Ama daha sonraki mihraplara örnek olması
açısından önemli bir yeri vardır.
Malzeme ve Tezyinat Özellikleri
Yapının dışı ve içi
değişik tekniklerle zengin biçimde süslenmiş olup, süslemeler tabiatçı ve
realist karakterlidir. Süslemede mozaik ve çini öne çıkan tekniklerdir.
Bitkisel motiflerden oluşan süslemede, Helenistik, Roma ve Bizans sanatının
tesiri görüldüğü gibi, tesbih tanelerinin dizilmesiyle oluşan tarzda da
süslemeler vardır ki, bunlar da Sasani sanatının tesirini taşırlar. Bunun
yanında, İslam’ın mimari yapılardaki bilinen en eski yazısı da bu yapının kubbe
kasnağındadır. Ayrıca Memlüklüler döneminde yapılmış mermer kaplamalar ve
renkli taş süslemeler ve Osmanlı çinileri dikkat çekicidir.
İç
Tezyinat
Süslemede, yer yer Bizans ve Sasani etkisi gösteren zeytin, hurma ve badem ağaçları, bambu demetleriyle, akantus ve asma yaprakları, bereket boynuzları, vazo, sepet, çiçek, kozalak, meyve ve mücevher desenleri göze çarpar.
Bu mozaikler İslam sanatı için olduğu kadar, örnekleri günümüze kalmayan aynı dönem Bizans mozaik sanatı hakkında fikir vermek bakımından da önemlidirler.
İç mekânın tavanında bir dizi sundurma ve kirişe yer verilmiştir. Birbirine çok yakın olarak bir yelpaze gibi açılan bu kiriş ve sundurmalar ara desteklerle kubbe kasnağına kadar devam eder. İnce ahşapla kaplanan tavanda üçgen ve dörtgen şeklinde süsleme alanları oluşturulmuş, buralar serpme yıldızlarla ve dairevi motiflerle süslenmiştir. Kubbenin iç tezyinatında alçı sıva, boya ve altın kullanılmıştır; arabesk motifler merkezden aşağıya doğru halkalar halinde genişleyerek açılır.
Ayrıca, yapıda
kapıların lentolarının alt kısımlarında ve ahşap gergileri kaplayan bakır
kaplamalarda, bakırdan çökertme tekniğinde yapılmış bitkisel karakterli
süslemeler de vardır.
Dış Tezyinat
Dışarıdan binaya
bakıldığında 2.60 m. yüksekliğindeki siperliğin görülmesini büyük oranda
engellediği çatı, kurşunla kaplıdır. Çift cidarlı ahşap kubbe, düzgün açı ve
aralıklarla kasnağın üstüne yerleştirilen ahşap latalar üzerine oturtulmuştur.
Kubbe tabanında yer alan küçük bir kapı iki cidar arasına geçme imkânı verir.
Kubbe başlangıcının
zeminden yüksekliği 20,40 m, tepe noktasının yüksekliği 35,30 metredir;
âleminin boyu ise 4. 1O metredir. Geçmişte üzeri kurşun ve altın kaplamalı veya
sade bakır levhalarla örtülen kubbe günümüzde nitrik asitle sarartılmış altın
görünümlü alüminyum plakalarla kaplıdır.
Dış duvarlar alttan
4.44 m. yüksekliğe kadar farklı renk ve desenlerdeki mermer plakalarla, daha
yukarısı ise siperlik dâhil çinilerle kaplanmıştır. Ayrıca kubbe kasnağı da
çinilerle kaplıdır. Kubbe kasnağında İsra suresinden ayetlerin yer aldığı sülüs
bir yazı kuşağı bulunmaktadır. Siperliğin üst kısmında sülüs hatla yazılmış
Yasin suresini içeren çini bir yazı kuşağı bulunur: kitabesinde 1293 ( 1876)
tarihi ve Hattat Mehmed Şefik ismi okunmaktadır.
Mekan, sekiz cephedeki
kırk ve kubbe kasnağındaki on altı pencere ile aydınlatılmaktadır.
Pencerelerdeki dış duvar tezyinatının devamı niteliğindeki çini ızgaralar
binanın fazla ışık almasını engeller. Üst pencerelerin kenarlarını süsleyen
çiniler Kanuni Sultan Süleyman dönemine aittir. Tamirler sırasında rastlanan
kalıntılardan buraların daha önce mozaikle kaplı olduğu anlaşılmıştır.
Hüsn-ü Hat
Yorumlar
Yorum Gönder