Ana içeriğe atla

DAİDALOS



DAİDALOS


Daidalos  Attika'nın kral soyundan gelme olduğu söylenen Atinalı sanatçıdır. "Ustaca işlenmiş ya da işleyen" anlamına gelen adı, eli her sanata yatkın olduğu için kendisine verildi. Çok küçük yaşta heykel yapmaya başladı. Yunanlılara göre Daidalos kaba şekilde taşları yontarak yahut ağaç kütüklerini oyarak Tanrıların ilk heykellerini yapan bir sanatkârdır. Daidalos, hem mimar hem heykeltıraş hem de her türlü mekanik araçları yapan çok yönlü bir yaratıcıdır. Oriantalizan dönemin en önemli stilistlik özelliği etkileşimler ve ticaret sonucu doğudan alınan dedalik stil adını efsanevi heykeltıraş Daidalos’ tan alır. Sanatının en önemli yaratısı olarak, Eflatun'un Menon adlı diyalogunda sözü geçen canlı heykelleri gösterilebilir. Eski ancak ilkel olmayan ve insana çok benzeyen figürlerin büyük çoğunluğu antik yazarlar tarafından Daidalos’un yaptığı eserler olarak değerlendirilmişlerdir. Ayrıca bunların hemen hepsi ahşaptandır. Diodoros’ta Daidalos’un yaptığı figürlerin açıkgözlere, yürür gibi duran birbirinden ayrık bacaklara ve gövde ile bitişik olmayan kollara sahip olduklarını söylediğinde, aslında çok açık bir şekilde ilkel görünümlü daha eski figürleri değil erken tarihli mermer kourosları bizlere işaret etmektedir. Aynı zamanda Diodoros Daidalos’u Mısır ile ilişkilendirir ve onun yaptığı figürlerinde aslında bizim için gayet mantıklı olan ve anlamlı bir biçimde Mısır tarzında bir harekete sahip olduklarını söyler Yine aynı yazara göre Daidalos ünlü açılıp kapanabilen tabureyi de ilk yapan kişidir.
O yalnız heykel yapmıyor, başka şeylerle de uğraşıyordu. O zamana kadar gemilerini yalnız kürek kuvveti ile yüzdüren Yunanlılara, yelken kullanmayı ve rüzgârlardan faydalanmayı öğretti. Eşsiz ve her şeye aklı eren bir sanatkar olduğundan eski zamanlarda ünü her tarafa yayılmış, sanatla ilgili ne yapılmışsa, ne icat edilmişse, ondan bilinmiş, onun olduğu söylenmiştir.
Kral Minos’a inşa ettiği sarayla tarihe geçer. Daidalos’u böyle ünlü bir mimar yapan da sarayın içindeki labirent ve oğlu İkarus’a balmumundan kanat yaparak Hazerfan Ahmet Çelebi’ye ilham kaynağı olmasıdır.
Daidalos hem mimar, hem heykeltıraş, hem de her türlü mekanik araçları yapan çok yönlü bir yaratıcıdır. Girit kralı Minos için içinde Minotor’un bulunduğu ölümcül bir labirent inşa eder. Daha sonra Kral Minos Daidalos ve İkarus’u bu labirente kapatır. Bir süre sonra Daidalos’un aklına balmumu ve tüylerden havalanmak gelir. Havalanarak labirentten çıkmayı başarırlar. Ancak uçmanın cazibesine iyice kapılan İkarus yükseldikçe yükselir. Güneş balmumlarını eritir ve İkarus artık uçamayarak denize düşer, ardından da boğularak ölür.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DOR DÜZENİ

DOR DÜZENİ MİMARİ ELEMENLARI ( YUNAN KÖKENLİ)             M.Ö. 7 ila 5. yy arasında örnekleri görülen tapınaklar Yunanistan, Güney İtalya, Sicilya ve Anadolu’da yapılmıştır. Başlangıçta ahşap mimari, sonraları taş mimariye geçilmiştir. Taş mimariye geçişin ilk dönemlerinde de çatı ahşap olarak yapılmıştır. Krepidoma: Üç ya da daha fazla sayıdaki Krepis adı verilen basamaklardan oluşur. Stylobat: Sütunların ve Cella duvarlarının üzerinde durduğu tabanın döşeme yüzeyi. Dor Düzeninde sütunlar doğrudan Stylobata yerleşir. Sütun kaidesi yoktur. Sütun: Dor Düzeninde sütun gövdesi genellikle kasnakların üst üste konmasıyla oluşur. Sütun alt çapı üst çapından daha büyüktür ve dolayısıyla sütunlar yukarıya doğru incelerek yükselir ve ortalarda bir şişkinliğe sahiptir ki, buna Enthasis denir. Gövdedeki yivlere Kannelur adı verilir ve bu yivler birbirleriyle kesişirler. Sütunun yüksekliği sütun alt çapının katlarına bağlıdır. Başlık iki kısımdır. Ekhinus ve Abaküs. Ekhinusun süt

İON DÜZENİNDE Kİ KAİDE TİPLERİ

İON DÜZENİNDEKİ KAİDE TİPLERİ               Antik mimarlıkta kullanılan İon düzeninin, MÖ. 6.yy civarında örneklerini görmeye başlıyoruz. Bu düzen Anadolu’nun batı ve güneybatı kıyılarında gelişmiş ve kullanılmaya başlanmıştır. İon düzeninin belirgin özelliklerinden biriside, sütunun kaide üzerine oturtulmasıdır. Kaide (Basis), genel anlamda Antik çağda, üzerine heykel veya sütun oturtulan altlıktır. İon mimarisinde kullanılan kaideler farklı yapısal özellikleri ve mimarinin   Batı Anadolu ve Attika’da bölgesel olarak ayrımına yol açmıştır. İon düzeninde kaidenin iki farklı formu bulunmaktadır.           1-  KÜÇÜK ASYA İON TİPİ (ANADOLU TİPİ) KAİDE           2-  ATTİKA İON TİPİ KAİDE KÜÇÜK ASYA İON TİPİ KAİDE            Küçük Asya İon sütun kaidesinde görülen form plintlios üzerinde (çift trokhilos )spira ve bir torus sıralamasıyla oluşmuştur. Genellikle Anadolu ve Ege Adaları üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Efes’te Artemis Ta

OLYMPIA ZEUS TAPINAĞI

                                                                                                      OLYMPIA ZEUS TAPINAĞI   (MÖ.470-460) •        Olympia kutsal alanının içerisinde Zeus tapınağı en gösterişlisidir. •        Su taşkınlarından korunmak için 3m yığma toprak üzerine yapılmıştır. •        68x28m ölçüsünde 6×13 sütunlu Dor düzeninde, peripteral bir yapıdadır. •        Mimarlığa ait kısımları kireç taşından, heykeltıraşlık eserleri mermerdendir.            •        Cella içerde yan duvarlara yakın iki sıra sütunla üç kısma ayrılmıştır.  •        Metoplar doğu ve batı taraflarda altışar tane olmak üzere Cella duvarında yer almıştır. •        Tapınak Elis bölgesinde, bir kült, yeri olan ve Olympiadların yapıldığı Olympia şehrinde inşa edilmiştir. •        Elisli Libon tarafından inşa edilen Zeus tapınağının M. ö. 456 yılında tamamlanmış olduğu anlaşılmaktadır. •        Tapınağın kült heykelini Pheidias yapmıştır.